Here you are (Buyurun)
Here is your order (Siparişiniz hazır)
Thank you and come again (Teşekkürler, tekrar bekleriz)
Would you like to start with a coctail? (Bir kokteylle
başlamak istermiydiniz?)
Would you like coffee? (Kahve ister misiniz?)
Cream or sugar? (Krema, şeker?)
I am sorry we are out of that (Kusura bakmayın, ondan
kalmadı)
Sorry, it's all gone (Özür dilerim, hepsi bitti)
How would you like that prepared? (Nasıl hazırlamamı
istersiniz?)
Do you need any napkins? (Peçete ister misiniz?)
Would you like some salt and pepper? (Biraz tuz ve biber
istermiydiniz?
A table for two, please (İki kişilik bir masa lütfen)
I'd like a non-smoking table for four (Sigara içilmeyen
bölümden dört kişilik bir masa lüften)
I have a reservation (Rezervasyon yaptırmıştık)
Do you have a non-smoking section? (Sigara içilmeyen
bölümünüz var mı?)
Another party will be sitting here? (Buraya bir grup daha
gelecek)
Excuse me, can you come here for a second? (Afedersiniz, bir
saniye bakar mısınız?)
Could I see menu please? (Menüyü görebilir miyim lütfen?)
We haven't decided what to order yet (Henüz ne sipariş
edeceğimize karar vermedik)
We're ready to order (Sipariş verebiliriz)
Can you take our orders, please? (Sipariş alabilir misiniz
lütfen?)
How many in your party? (Kaç kişisiniz?)
Do you have a reservation? (Rezervasyonunuz var mıydı?)
Would you like to see the menu? (Menüyü görmek
istermiydiniz?)
Are you ready to order? (Sipariş için hazırmısınız?)
Can I take your order, please? (Siparişinizi alabilir
miyim?)
What will it be? (Ne alırdınız?)
Can I get you something to drink with that? (Yanında içecek
birşey istermiydiniz?)
Would you care for a dessert? (Tatlı istermisiniz?)
Is there anything I can get for you? (Yardımcı olabileceğim
birşey var mı?)
Let me show you the dessert tray? (Size tatlı tepsisini
göstereyim)
Here or take away? (Burada mı, paket mi?)
Do you want that to go? (Paket mi istiyorsunuz?)
What are the specials? (Spesiyaliteler neler?)
What would you suggest? (Ne yememizi önerirsiniz?)
What's the soup of the day? (Günün çorbası ne?)
Do you have vegetariam dishes? (Vejeteryan yemekleriniz var
mı?)
May I have a burger and fries? ( Hamburger ve patates
kızartması alabilir miyim?)
I'll have a burger with everything (Herşeyi yanında bir
hamburger)
Can I have a small soda, please? (Bir ufak soda alabilir
miyim lütfen?)
No ketchup (Ketçap olmasın)
No onions (Soğan koymayın)
Go easy on the onions (Soğanı fazla koymayın)
Take it easy on the ketchup (Ketçapı fazla olmasın)
To go please (Paket olsun, lütfen)
For here, please (Burada yiyeceğim)
I'll eat it here (Burada yiyeceğim)
I'd like an espresso (Bir espresso istiyorum)
I'd like a mineral water (Bir maden suyu istiyorum)
Just coffee for the moment (Şimdilik bir tane kahve)
Can you get me a glass of water? (Bir bardak su getirebilir
misiniz?)
What kind of dressings do you have? (Ne tür soslarınız var?)
I'd like my steak well done (Bifteğimi çok pişmiş istiyorum)
I'd like my steak rare (Biftek az pişmiş olsun)
I'd like my steak medium (Biftek orta pişsin)
Can I get it rare? (Az pişmiş olabilir mi?
Could I have some more bread, please? (Biraz daha ekmek
alabilir miyim lütfen?)
This meat is too fatty (Bu et çok yağlı)
The meat is too tough (Et çok sert)
This meal isn't fresh (Bu yemek taze değil)
This soup is cold (Bu çorba soğuk)
Could I speak to the manager, please? (Yöneticiyle
görüşebilir miyim?)
I couldn't eat this. Could you wrap it, please? (Bunu
yiyemedim. Paket yaparmısınız lüften?)
I'd like to take the rest (Geri kalanını götürmek istiyorum)
Could I have the bill, please? (Hesabı alabilir miyim?)
Check, please? (Hesap, lütfen)
Seperate checks, please? (Hesabı ayrı alın)
All together (Hepsini birlikte alın)
Do I pay you or the cashier? (Size mi ödeyeceğiz, kasaya
mı?)
May I have a receipt, please? (Fiş alabilir miyim lütfen?)
There seems to be a mistake (Bir yanlışlık var gibi
gözüküyor)
Does this include the tip? (Bunun içinde bahşiş dahil mi?)
Keep the change (Üstü kalsın)
I'm hungry (Ben açım)
What's for supper? (Yemekte neler var?)??
What are we having? (Ne yiyoruz?)
Dinner is ready (Akşam yemeği hazır)
It's time to eat (Yemek zamanı)
Shall we say grace? (Dua edelim mi?)
Could you pass me the salt please? (Tuzu uzatabilir misin,
lütfen?)
Could I have seconds, please? (Biraz daha alabilir miyim?)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder